Blog

Ergenler ve Sosyal Medya

Prof. Dr. Ayhan Kalyoncu


social-media.jpg
 

Günümüzde Facebook, Twitter ve benzeri sosyal medya araçları özellikle ergenler tarafından çok sık kullanılmaktadır. 

Bu sosyal medya mecralarının en önemli ortak özelliği kişilerin akıllarına gelir gelmez istedikleri her şeyi hiç beklemeden anında arkadaşları ile paylaşabilmeleridir.  Kişilerin profillerindeki “duvarlara” yazılan bu paylaşımlar herkes tarafından görülmeye açıktır.  

Paylaşımlar çok çeşitli şekillerde yapılabilir. Örneğin bu paylaşımlar kendileri ve başkaları hakkında yazılan  kısa yazılar, çekilen özel fotoğraflar ve filmler veya diğer web sayfalarına ulaşmak için yazılan linkler olabilir. Çoğu ergenin Facebook profilinde yüzlerce arkadaşı olduğunu göz önüne alırsak, paylaştığı her şeyin neredeyse binlerce kişiye ulaştığı söylenebilir. 

Ergenler genellikle düşüncesizce ve dürtüsel davrandıklarından yaptıklarının uzun vadeli sonuçlarını düşünmezler.  Düşüncesizce yazılmış bir sosyal medya paylaşımının gerçek hayatta nasıl etkisi olacağını hesaba katmadıklarından kızgın oldukları bir anda Facebook’a yazdıkları  “Ahmet’ten nefret ediyorum, bulursam onu öldüreceğim” gibi bir cümle kişinin okuldan uzaklaştırılmasına sebep olabilir.  Hatta, ”Geçen gün nasıl sarhoş oldum ama!” gibi paylaşımları yapmaktan hoşnut olan ergenler, bu paylaşımlarının gelecekte okul spor takımı seçmelerinde etkisi olacağını düşünmezler.

Ergenlerin sosyal medya kullanımlarını bilinçli hale getirilebilir ve dürtüsel istekler sonucu yapılan paylaşımlar azaltılabilir.  Psikologlar ve psikiyatristler ergenlerle bu konuda çalışmalar yaparak “paylaşmadan önce düşün” alışkanlığını kazandırabilirler.

  • “Facebook’ta paylaştığın bu yazıyı bütün okulun önünde okumak nasıl bir fikir olurdu?” gibi bir soruyla ergenin kendisini 800 öğrencinin önünde Facebook paylaşımını okurken hayal etmesi amaçlanır. 
  • “Duygusal olarak istediğin yerde misin?” sorusu ergenlerin kendileri ile ilgili farkındalıklarını arttırma da işe yarar.  Böylece ergenler yaptıkları ya da yapacakları davranışların veya söyleyeceği sözlerin kendi duygudurumlarındaki değişimin etkisiyle ortaya çıktığını fark ederler.
  • “Niyetim yanlış anlaşılmaya müsait mi?”  sorusuyla ergen kendi yorum ve paylaşımları hakkında kendini karşı tarafın yerine koyma becerisi kazanır ve sözlerinin yanlış anlaşılma ihtimali olup olmadığını tartar.
  • “Bu yazacağın paylaşımın acelesi var mı?” ya da “Biraz daha bekleyemez mi?” sorularıyla ergenleri internette aktif olma isteğine iten duygusal dürtülerin yavaşlatılması ve üzerine düşünülmesi hedef alınır.
  • Ergenlere paylaşımlarını yapmadan önce küçük not kağıtlarına yazmalarını önerebiliriz.  Böylece paylaşımlarının internete uygunluğuna karar verebilmek için tekrar düşünmeleri sağlanmış olur.

Tabii ki her zaman ergenlerin sosyal medya paylaşımları yapmadan önce bunlar üzerine düşünmelerini, bu paylaşımları ertelemelerini istemek çok da realistik değildir. Bazen ergenlerle sosyal medyada yaptıkları paylaşımlar hakkında sohbet edebilirsiniz. Bu sohbetler asla “Ben demiştim bak!” ya da “Gördün mü başına ne geldi.” şeklinde olmamalıdır. Örneğin ergene,  “Bu paylaşımı daha iyi nasıl yapabilirdin?” diye sorarak sohbete girebilirsiniz. Böylece kullandığı aynı ifade yerine birlikte daha iyi bir ifade bulma arayışı şeklinde aranızda geçen fikir alışverişi  ergenin daha sonraki paylaşımları için fayda sağlayacaktı

4 Nisan 2011 - Istanbul