Blog

Adet Dönemleri ve Ruh Sağlığı

Prof. Dr. Ayhan Kalyoncu


Ben bir kadınım, ve kadına özgü hiçbir şey bana yabancı olamaz.
— Terentius 
 
EquinoxPTAdet.png
 
 

İlk Adet

Ergenlik döneminde, cinsel hormonların çalışmasına bağlı oluşan bedensel değişimlerin anlamını bilmeyen genç kızlarda görülen şaşkınlık ve korku önemlidir. Daha önceden yeterli bilgilendirme sağlanmışsa verilen tepkiler de sağlıklı olur. Ancak her ne kadar bilgilendirilmiş olsalar da, çocukluktan ergenliğe geçiş döneminde ilk âdet kanaması genç kızları çoğu kez ansızın yakalar. Hızla girilen ergenlikte, genç kızların bedenlerindeki değişmeleri benimsemeleri zaman alacaktır.

Bu dönemde hissedilen yoğun duygulardan dolayı tedirginlik olabilir. Ruhsal olgunlaşması geciken genç kızlar, çocukluktan kopmak istemediklerinden bedensel gelişimlerini yavaşlatmaya çalışabilirler. Annesini sürekli mutsuz ve şikayetçi gören genç kız, kadın olmayı da ezilme ve acı çekme olarak algılayabilir. Böylece genç kızlığa girişi sevinilecek bir aşama olarak değil, tam tersi erişkin olmanın getirdiği sıkıntıları yaşamak olarak hissedebilir. Olumlu ebeveyn modeli ile birlikte yeterli ve doğru cinsel bilgileri alan gençlerde ergenliğe geçiş ve sonrasında uyum daha kolay olur.

Adet Öncesi Gerginlik Sendromu

Âdetten yaklaşık bir hafta-10 gün öncesinde başlayan ve âdet görülmesinden çok kısa bir süre sonra biten döngüsel fiziksel ve psikolojik değişiklikler Hipokrat döneminden beri bilinmektedir. Yapılan çalışmalarda kadınların yüzde 70-90′ının bu dönemde görülen belirtiler ve bulgular nedeniyle ruh sağlıkları ve sosyal ilişkileri olumsuz etkilendiği saptanmıştır. Ancak birçok kadın bu döneme özgü sıkıntıları kadınlığın doğal sonucu olarak katlanılması gereken durum olarak yaşar. Öncelikle aşağıda bulgu, belirti ve nedenleri kapsamlı bir şekilde anlatılan bu tablonun tıbbi ve psikiyatrik yaklaşımlarla tedavi edilebilir olduğu bilinmelidir. Bu sendromun ortaya çıkışına neden olabilecek kadının biyolojik, psikolojik ve sosyal-kültürel etkileşimleri ile ilgili çok değişik ve çelişkili yorumlar vardır. Başta östrojen ve prolaktin adlı cinsel hormonlar olmak üzere birçok hormon, elektrolit yetersizliği (magnezyum eksikliği) ve vitamin eksikliği (B6 vitamini) gibi biyolojik etmenler sorumlu tutulmuşlardır.

 
 
Apple-Cider-Vinegar-An-Elixir-For-Heavy-Menstrual-Bleeding-770x402.jpg
 
 

Gelişim sürecinde erkeğin fazlasıyla baskın olduğu ailelerde özellikle anne ile özdeşimde kadınlık rolünü yeterince olumlu algılanamaz. Böylece bilinç dışı olarak feminitenin reddi anlamında âdetlerin oluşumuna karşı direnme reaksiyonu olarak yaşanan hoşnutsuzluklar, âdet öncesi yaşanan gerginliğin psikolojik nedenidir. Ayrıca toplumun kadın ve âdet görme ile ilgili tutumları da önemli bir diğer faktördür. Kadının toplumsal rolünün değersiz bulunduğu geleneksel baskılayıcı yaklaşımların egemen olduğu sosyal şartlar içerisinde yaşayan kadınlarda âdet öncesi gerilim daha fazladır. Evlilik ve cinsel yaşamlarında doyumsuz olan, ağır çalışma şartları içerisinde yaşayan ekonomik sıkıntıları olan kadınlarda bulgu ve belirtilerin şiddeti artmaktadır. Her türlü uyum problemi, psikolojik zorlanma ve çatışmalar yaşayan kadınlarda daha yoğun yakınmalar olur. Bu sendromun içerisinde aşağıda sayılan bir dizi belirti ve bulgular görülebilir.

Fiziksel belirtiler: Çarpıntı, terleme, titreme, başta karın ve göğüs olmak üzere bütün vücutta ödem, kilo artışı, bulantı, kabızlık, ishal ve baş ağrısı, şeker açlığı.

Psişik belirtiler: Sıkıntı, huzursuzluk, gerginlik, çabuk kızma, hassasiyet, alınganlık, tolerans eşiğinin düşmesi, ilgi kaybı, dikkatsizlik, konsantrasyon azlığı, dağınıklık, utangaçlık, sosyal geri çekilme, uykuda azalma, uyuşma, sersemlik hali, ağlama, duygusal çökkünlük, şüphecilik, intihar düşünceleri.

En sık olarak 30 yaş civarındaki kadınlarda görülen bu sendroma ait bulgular her ne kadar kadınların yüzde 90′ında görülerek hayatlarını olumsuz etkilese de, en fazla yüzde 20’sinde önemli bulgular saptanır. Çok ağır bulgular ise yüzde 5 civarında görülür ve muhakkak acil tedavi gerektirir. Yukarıda sayılan belirtilerle yardım almak için jinekologlara başvuran kadınlara aslında öncelikle ciddi bir psikiyatrik değerlendirme yapılmalıdır. Bu durumla sıklıkla karıştırılan, başta depresyon olmak üzere diğer psikiyatrik rahatsızlıklar elimine edilmeli ve tıbbi-psikiyatrik iş birliği içinde ele alınarak tedavi yapılmalıdır.

Tedavide başta progesteron olmak üzere hormonlar, idrar söktürücüler, ödem çözücüler, B6 vitamini, magnezyum, mizaç düzenleyicileri, depresyon önleyiciler ve sakinleştirici ilaçlar kullanılır. Kırmızı et, tuz, çay, kahve, çikolata, alkol alımı azaltılmalı ve hafif yiyeceklerden oluşan öğünlerin sayısını artırılmalıdır. Dinlenme saatleri düzenlenmeli ve gevşeme alıştırmaları yapılmalıdır. Ayrıca bireysel veya grup terapileri de yarar getirecektir. Stres ve çatışmalardan uzak bir şekilde dinlenmeli, yeterli uyku ve spor sağlanmalıdır.

 
ProfDrAyhanKalyoncu.jpg